Niğde Müzesi<br />
bir anlayışla, yaşayan müze tarzında yapılması gereken sergileme, müzedeki, onarım ve<br />
teşhir-tanzim çalışmalarının tamamlanmasından sonra, 20 Kasım 2001 tarihinde, yeniden<br />
hizmete sunulmuştur. Yapılan son teşhir-tanzimi ile Bakanlığımızca “2003 YILINDA AVRUPA’DA YILIN<br />
MÜZESİ” ne aday gösterilmiş, Almanya ve<br />
Fransa’dan gelen komite üyeleri tarafından<br />
elemeyi geçmiş ancak ödül alamamıştır. Bu<br />
yıl da ABD Dünya Kültür Mirasını Koruma<br />
Fonu, müzemizi pilot müze seçmiş olup,<br />
proje dâhilinde tüm eserlerin dijital ortama<br />
aktarılarak yeniden yapılandırılması amaçlanmaktadır. Bu uygulama Türkiye müzelerinde ileriye dönük çalışmalara örnek teşkil<br />
edecektir.<br />
Niğde Müzesi’nde, Orta Anadolu arkeolojisinin kronolojik düzenle sunulduğu 6 teşhir<br />
salonu bulunmaktadır. Eserlerin büyük bir çoğunluğunu bölgede yapılmakta olan kazılardan elde edilen buluntular oluşturmaktadır.<br />
Bir İç Anadolu Bölgesi kenti olan Niğde,<br />
Paleolitik Çağdan günümüze değin kesintisiz<br />
bir yerleşime tanık olmuştur. Bu binlerce yıllık<br />
kültür birikiminin oluşumunda onlarca topluluğun ve uygarlığın katkısı vardır. Bu kültür<br />
ve medeniyetlerin oluşturduğu çok zengin<br />
ve ünik eserlerin; onarılması, tanıtılması ve<br />
muhafaza edilmesi hiç kuşkusuz müzelerle<br />
mümkündür. Bu bağlamda, Niğde Müzesi Anadolu arkeolojisini çok zengin ve ünik<br />
eserlerle temsil etmektedir.<br />
Niğde’de ilk müzecilik faaliyetleri 1939 yılında Akmedrese’de başlamıştır. II. Dünya Savaşı sırasında, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nin<br />
deposu olarak kullanılan medrese, 1957 yılında Niğde Müzesi’nin kurulmasıyla onarılmış,<br />
teşhir-tanzimi yapılarak ziyarete açılmıştır.<br />
1977 yılında yeni binasına taşınan müzenin<br />
20 Kasım 1982 yılında da ilk teşhir tanzimi<br />
yapılmıştır. Bu durum 16 Şubat 1999 tarihine<br />
kadar sürmüştür. Kazılardan gelen yoğun<br />
ünik eserlerin sergilenme ihtiyacı ve çağdaş sergileme ile<br />
<br />
1.SALON: Bölgede, Neolitik çağa<br />
tarihlenen Pınarbaşı<br />
Höyük, Köşk Höyük,<br />
Tepecik Höyüğü ve<br />
Kaletepe Obsidiyen<br />
Atölyesi kazılarında<br />
bulunan Obsidiyen<br />
aletler ile Neolitik<br />
ve Kalkolitik Çağın<br />
önemli merkezi durumundaki<br />
Köşk<br />
Höyük kazılarından<br />
ele geçirilen ünik eserler, mezar buluntuları,<br />
tanrı ve tanrıça heykelcikleri, antropomorfik<br />
vazo ile M.Ö. 4883 yılına tarihlenen “Köşk<br />
Höyük Kalkolitik Ev”inin birebir kurgusu<br />
teşhir edilmektedir.Bu nedenle de salon,<br />
“Köşk Höyük Salonu” olarak adlandırılır.<br />
II. SALON: I. Büyük vitrinde, Eski Tunç<br />
çağına (M.Ö. III. Bin yıl) tarihlenen Çamardı İlçesi, Celaller Köyü, Göltepe Höyüğü<br />
kazılarında ele geçen madencilere ait buluntularla, höyüğün karşısında yer alan<br />
Kestel antik kalay maden ocağındaki galeri<br />
girişinin kurgusu teşhir edilmektedir. Yine,<br />
Acemhöyük kazıları ile Ulukışla, Darboğaz<br />
Kasabası’ndan getirilen eserler de bu vitrindedir. İkinci büyük vitrinde ise; Asur Ticaret Kolonileri çağının önemli merkezi olan<br />
Acemhöyük (Puruşhanda) kazısında açığa<br />
çıkarılan saray buluntuları sergilenmektedir.<br />
III. SALON: “Geç Hitit- Frig Salonu” (M.Ö.<br />
I.Bin yıl) Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra, Anadolu’da ortaya çıkan Geç<br />
Hitit şehir devletlerinden Nahita ve Tuvanuva Krallıkları’na ait fırtına ve bereket tanrısı<br />
stelleri, Hitit Hiyeroglifiyle yazılmış kitabeler, Kaynarca Tümülüsü buluntuları, Frig<br />
dönemi seramikleri ve “Göllüdağ Aslanı”<br />
sergilenmektedir.<br />
IV. SALON: Helenistik, Roma ve Bizans<br />
dönemi buluntularına ayrılmıştır. Salonun<br />
bir bölümünde, il sınırları dâhilinde olan<br />
Tepebağları, Porsuk Höyük ve Acemhöyük<br />
kazılarında ele geçirilen buluntular ile satın<br />
alım ve zor alım yoluyla kazandırılan pişmiş toprak ve cam eserler, mühür baskıları,<br />
Roma Dönemi heykelcikleri ve Bizans dönemi eserleri yer almaktadır. Salonun diğer<br />
bölümünde ise, Tyana’da açığa çıkarılan ve<br />
M.S. II. yy. Roma İmparatorluk dönemine<br />
tarihlenen heykeltıraşlık ürünleri ile mezar<br />
stelleri sergilenmektedir.
V.SALON: Sikke ve mumyalar teşhir edilmektedir.
A-Sikke Bölümü: Sikke basım tekniği ve
genel tanımlar, iki pano halinde tanıtılmış,
6 büyük duvar vitrini içerisine, kronolojik
sırayla Grek, Helenistik, Roma, Bizans ve
İslami-Osmanlı dönemi sikkeleri ile Selçuklulardan kalma gümüş define ile Kapadokya Krallığına ait Tepebağları definesi yer
alır.
B-Mumya Bölümü: Aksaray Ihlara
Vadisi’nde bulunan “Rahibe Mumyası”
(X.yy.) ile Çanlı Kilise’den çıkarılan 4 adet
bebek mumyası (XIII. yy.) sergilenmektedir.
VI. SALON: “Etnografik Eserler Salonu”:
bölgenin kaybolmaya yüz tutmuş etnoğrafik kültürünün tanıtıldığı salonda silahlar, el
yazmaları, yazı takımları, aydınlatma araçları,
halılar, kilimler, âlemler,
takılar ve İlhanlı Döneminden kalma eserlerin yanında Kaçar Türklerine ait bir sini teşhir
edilmektedir. Salonda
birde şark köşesi oluşturulmuştur.