İDİŞ DAĞI - AVANOS ALANININ JEOLOJİSİ

İDİŞ DAĞI - AVANOS ALANININ JEOLOJİSİ
(NEVŞEHİR, ORTA ANADOLU)

Serhat KOKSAL ve M. Cemal GÖNCÜOĞLU

ÖZET

İdiş dağı-Avanos alanı Nevşehir'in kuzeydoğusunda yer alır ve Orta Anadolu kristalen kompleksinin orta bölümünü temsil eder. Çalışma alanında temel birimlerini platform tipi metakarbonatlardan oluşan ve Orta Anadolu metamorfitlerinin üst bölümüne karşılık gelen olasıl Mesozoyik yaşlı Aşıgediği metamorfitleri teşkil eder. Kuvars siyenit, alkalifeldsparlı kuvars siyenit ve monzosiyenitlerden meydana gelen İdiş dağı siyenitoyidi bu metamorfitleri kesmiş ve kontakt metamorfizmaya yol açmıştır. Karanadır volkaniti İdiş dağı siyenitoyidini kesen dayklarla ve Göynük volkanoklastik olistostromu içindeki bloklarla temsil edilir. Göynük volkanoklastik olistostromu temel birimlerini uyumsuz olarak örter ve bu birimlere ait olistotitleri içerir. Birim En Üst Kretase-Alt Paleosen döneminde gelişmiş olan fay kontrollü ve gerilmeli bir basende çökelmiştir. Saytepe ve Asaftepe üyelerinden meydana gelen Alt Paleosen'in üstü-Üst Paleosen yaşlı Yeşilöz formasyonu karasal ve gölsel çökellerle temsil edilir. Sığ denizel (resifal) kireçtaşlarından oluşan Orta Eosen yaşlı Mucur formasyonu daha yaşlı birimler üzerinde transgressif aşmalıdır. Çalışma alanında Orta Eosende başlayan ve büyük çapta Erken Miyosen sonrasında etkili olan sıkışmalı rejim Orta Anadolu kristalen kompleksi birimlerinin güneyden kuzeye Tersiyer birimleri üzerine itilmesine ve kısmende sürüklenmesine yol açmıştır. İdiş Dağı alanında Neotektonik dönem Geç Miyosende başlamış olup bu dönemde etkili olan gerilmeli rejime bağlı olarak Orta Kızılırmak fay zonu tarafından kontrol edilen basenlerde Ürgüp ve Asarcık formasyonları çökelmiştir. Kuvaterner yaşlı Karataş volkanitleri, traverten oluşukları ve Kızılırmağın taraça çökelleri Orta Kızılırmak fayı denetiminde gelişen diğer birimlerdir.
GİRİŞ

şek. 2Çalışma alanı Nevşehir kuzeydoğusunda (Şek. 1 eklenmedi), Orta Anadolu kristalen kompleksinin bir bölümünü temsil eden Kırşehir masifi'nin orta kesiminde yer alır (Şek. 2). Orta Anadolu kristalen kompleksi (OAKK) içinde yeralan metamorfik birimler genelde "Orta Anadolu metamorfitleri" olarak adlandırılmış olup Gümüşler, Kaleboynu ve Aşıgediği metamorfitleri olarak üç alt birime ayrılmıştır (Göncüoğlu, 1977). Metamorfitler üzerinde tektonik dokanakla yer alan ofiyolitik kayalar "Orta Anadolu ofiyolitleri", her iki birimi de sıcak dokanaklarla kesen plütonik kayalar ise "Orta Anadolu Granitoyitleri" olarak tanımlanmıştır (Göncüoğlu ve diğerleri, 1991, 1992, 1993a). Avanos, yöresinde ayrıntılı öncel araştırmalar Pisoni (1961) Aydın (1985), Atabey ve diğerleri (1988, 1989), Göncüoğlu ve diğerleri (1993a ve b), Lulu (1993), Toprak (1994) ve Akgün ve diğerleri (1995) tarafından yürütülmüştür. Orta Anadolu'da yapılan ve yukarıda sözü edilen çok sayıda araştırmaya karşın, bu bölgenin ve çevresinin jeolojik evrimine ilişkin olarak özellikle örtü birimlerinin stratigrafisi ve öncel araştırmalarda tanımlanmamış olan Göynük Volkanoklastik Olistostromunun oluşumu ile ilgili çeşitli problemler ortaya çıkmaktadır. Bu araştırmada, Orta Anadolu'daki kilit alanlardan biri olduğu düşünülen İdiş dağı-Avanos yöresinin jeolojik ve petrografik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmaktadır.
İdiş dağı alanında üç kritik problemin ayrıntılı olarak irdelenmesi mümkündür. Problemlerden ilki OAKK birimleri ile Tersiyer örtü arasındaki yapısal ilişkilerin belirlenmesi, ikincisi OAKK örtüsünde yer alan ve çalışma alanında yaygın olarak yüzeylenen volkanoklastik olistostromlu birimlerin jeolojik ve petrojenetik özelliklerinin saptanması, sonuncusu ise OAKK'nın evrimi açısından çok önemli olan plütonik kayaların petrolojik karakterlerinin ortaya konmasıdır.
Bu makalede ağırlıklı olarak çalışma alanında yukarıda sözü edilen ilk iki probleme ilişkin bulgular tartışılacak ve plutonik kayalarla ilgili olarak yürütülmüş olan yeni incelemelere (Göncüoğlu ve diğerleri, hazırlanmakta) baz teşkil eden çerçeve bilgileri sunulacaktır.
İDİŞ DAGI-AVANOS BÖLGESİNİN TEMEL BİRİMLERİ

Çalışma alanında yüzeylenen temel birimleri: 1) Orta Anadolu metamorfitleri, 2) Orta Anadolu plutonitleri ve 3) Karahadır volkanitlerinden oluşur. Bu birimlerin jeolojik haritası ve dokanak ilişkileri Şekil 3 ve 4 te sunulmuştur.
Orta Anadolu Metamorfitleri

şek. 3İdiş dağı yöresinde Orta Anadolu metamorfitleri sadece Aşıgediği metamorfitlerinin bir kesimi ile temsil edilir. Aşıgediği Metamorfitleri İncelenen alanda Aşıgediği metamorfitlerine ait masif mermerler, amfibol şistler ve amfibolit bantı mermerler yüzeylenmektedir. Birim plütonik kayalar üzerinde tavan blokları halinde gözlenir. Çalışma alanı kuzeyinde metamorfitler Tersiyer birimleri üzerinde tektonik dokanaklı olup Kızıl ırmak grubu kayaları tarafından uyumsuz olarak örtülür. İdiş dağı güneyinde birim örtü kayaları ile faylı dokanaklıdır. Birime ait kaya türlerini mermerler, amfibolitler ve intrüsif kayalarla olan dokanaklarda gelişmiş kontakt metamorfitler oluşturur.
Mermerler

şek. 4Çalışma alanında Ziyaret tepede yaygın yüzlekler veren bu birim Lalelik tepe yöresinde Göynük volkanoklastik olistostromu üzerinde büyükçe bir klip olarak gözlenir.
Beyaz renkli ve kalın tabakalanmalı olan mermerler ve genelde orta ve ince taneli kalsit kristallerinden yapılıdırlar. Çalışma alanının kuzeydoğusundaki bindirme dokanağına yakın kesimlerde kalkşistler oluşmuştur. Mermerler kenetlenmiş (interlocking) kalsit kristallerinden yapılı olup granoblastik doku sunarlar. Aşıgediği metamorfitlerinin mermerleri tane boyları dikkate alınarak mikrokristalen mermerler (tane boyu 0.1-0.3mm) ve makrokristalen mermerler (tane boyu 0.3-20 mm) olmak üzere iki tipe ayrılmıştır. Mermerlerin saf ya da pek az impürit içeren karbonat kayalarından kökenlendikleri düşünülmektedir.
Mermerler, İdiş dağı siyeniti tarafından çevrelenmiş ve yer yer tavan blokları olarak siyenit içine alınmıştır. Hem siyenitlere hem de aplit ve pegmatik granitlere mermerler içinde dayklar olarak rastlanır. Daykların kenarında saf mermerler iri taneli kalsit kristalleri içerir ve kuvarsça zengindir. Çalışma alanında, silisli mermerlerle siyenitlerin kontakt zonlarında hornblend-granat hornfelslerde granat içeriği % 45'e, amfibol içeriği ise % 42'ye ulaşmaktadır. Granat idiyoblastları, kahve renkli ve olasılıkla Ca granat tipinde olup zonlanma ve anormal sönme gösterirler. Amfiboller koyu-açık yeşilden mavimsi yeşil-yeşile değişen pleokroyizma gösteren ksenoblastlar halindedir. Bu kayalarda en yaygın parajenezi Ca granat+amfibol+kalsit+kuvars oluşturur ve bu parajenez orta derece kontakt metamorfizması koşullarını temsil eder (Winkler, 1979). Çalışma alanının kuzeyindeki kontakt metamorfik kayalarda ise vesuviyanit ve vollastonit mineralleri yaygın olup tam dokanaktaki ana mineral topluluğu vesuviyanit+K-feldispat ve vollastonit+K-feldispat+amfiboldür.
Amfibolitler

Amfibolit ve amfibol şişler çalışma alanında Ziyaret tepe güneyindeki mermerler arasında, mermerlerle uyumlu aratabakalar olarak yüzeylenirler. Amfibolitik bantlar hem alkalen hem de pegmatik dayklar tarafından kesilmiştir. El örneğinde kaya koyu gri renkli olup, hornblend biyotit ve plajiyoklaz içerir. İnce kesitte amfibolitler ince taneli ve nematoblastik dokuludur. Amfibolitler, açık yeşilden yeşilimsi kahverengine değişen pleokroyizmalı, 2mm. Büyüklükte kenetlenmiş ksenoblastlar oluşturur ve tipik hornblend özellikleri sunarlar. Plajiyoklaz ksenoblastları polisentetik ikizlenmeli ve kalık zonlu yapılıdırlar. Zonlar boyunca zenginleşmiş biyotit ince taneli olup açık kahverengiden koyu kahverengine değişen pleokroyizma gösterir. Kayada ince taneli epidot yaygındır. Biyotitli ve şişti dokulu örneklerden birinde renksiz-pembemsi renkli andalusit idiyoblastları gözlenmiştir.
Amfibolitlerde Gözlenen Parajenezler

Plajiyoklaz (labradorit) + hornblende + biyotit + epidot + kuvars ve plajiyoklaz (anortit) + hornblende + biyotit + andalusit + kuvarsdan oluşmaktadır. Bu parajenezlere göre çalışma alanında An17+ Hb izogradı aşılmış olmalıdır. Kayalarda andalusitin yer alması da çalışma alanında "Orta dereceli metamorfizma'nın" P/T koşullarına ulaşıldığını (Winkler, 1979) göstermektedir. Amfibolitik kayaların protolitlerinin yer yer silisli malzeme içeren marnlar olduğu düşünülmektedir.
Orta Anadolu plütonik kayaları

İdiş dağı alanında yüzeylenen plütonik kayalar siyenitoyitler ve granitoyitlerden oluşan iki grupta incelenecektir.
İdiş dağı Siyenitoyidi

Çalışma alanında makroskopik olarak feldsparca zengin, kuvarsça fakir pembe renkli kayalar siyenitoyit olarak tanımlandırılmıştır. Bu plütonik kayalar Aşıgediği metamorfitleri ile birlikte yöredeki temel kayalarını oluştururlar ve İdiş dağı yöresindeki yaygın yüzlekleri dikkate alınarak İdiş dağı siyeniti olarak adlandırılmışıtr. (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a). Çalışma alanında Ziyaret tepenin doğusu ve Ötedikme tepe yöresini kapsayan birim Aşıgediği metamorfitlerinin mermerlerini keser ve tavan blokları olarak üstünde taşır.
İdiş dağı siyenitoyidi genelde yeşilimsi pembe renkli, iri (>3cm), tabular alkalifeldspat taneli, kuvars, plajiyoklaz ve biyotitlidir. Kaya genellikle ileri derecede alterasyon gösterir. İncelenen alanda yaygın olarak siyenitik arenadan oluşan kesimler de siyenitoyit olarak haritalanmıştır. İdiş dağı siyenitoyidi Karahıdır volkanitleri tarafından kesilir ve Göynük volkanoklastik olistostromu tarafından uyumsuz olarak örtülür ve daha geç tektonik hareketlere bağlı olarak bunun üzerine itilmiştir. Birime ait olistolitler Göynük volkanoklastik olistostromu içerisinde yaygındır.
İdiş dağı siyenitoyidi Göncüoğlu ve diğerleri (1993a) tarafından "çarpışma sonrası intrüsifler" olarak sınıflandırılmıştır. Kırşehir çevresinde (Seymen, 1981; Lünel, 1985; Bayhan, 1987, 1988; Bayhan ve Tolluoğlu, 1987; Erler ve diğerleri, 1991; Tolluoğlu, 1993; Akıman ve Boztuğ, 1993), Ankara güneydoğusunda (Bayhan, 1989) Nevşehir kuzeyinde (Aydın, 1985), Kayseri kuzeyinde (Özkan ve Erkan, 1994) ve Ulukışla güneyinde (Çevikbaş ve diğerleri, 1995) yeralan siyenitik kayalar ile benzerlikler ve farklılıklar gösteren birimin özellikleri başka bir çalışmada (Göncüoğlu ve diğerleri, 1995a) ayrıntılı olarak tartışılmıştır.
Granitoyitler

Çalışma alanında Aşıgediği metamorfitleri içinde yer alan granitik kayalar aplitik ve pegmatik dayklardan oluşmaktadır. Aplitler, Ziyaret tepenin güneydoğusundaki mermerler içerisinde 110 m. kalınlıkta dayklar halinde gözlenirler. İnce taneli ve beyaz renkli olan dayklarda kuvars, K-feldspat ve plajiyoklaz hâkimdir. Kayada makroskopik olarak koyu mineral gözlenmez.
Pegmatitler, yine aynı yörede birkaç metreye ulaşan kalınlıkta dayk ve siller halinde olup Aşıgediği metamorfitlerinin mermer ve amfibolitlerini keserler. Pegmatitik siller içinde amfibolitlere ait anklavlar görülür. Pegmatitler iri taneli, beyaz renkli olup 1 cm. den büyük K feldspat kristalleri ve kuvars içerirler.
Çalışma alanında aplitik ve pegmatitik granitlerin İdiş dağı siyenitoyidi ile ilişkileri izlenememiştir. Ancak Göncüoğlu ve diğerleri (1992, 1993a) Orta Anadolu kristalen kompleksinin pekçok kesiminde granitik kayaların siyenitler tarafından kesildiğini dolayısı ile relatif olarak daha yaşlı olduklarını belirtirler. Granitik kayalar, diğer magmatik birimler gibi Aşıgediği metamorfitlerini keser ve Mestrihtiyen çökelleri tarafından uyumsuz olarak örtülürler.
Karahadır Volkanitleri

şek. 5İncelenen alanda İdiş dağı siyenitoyidini kesen ve Göynük volkanoklastik olistostromu içerisinde bloklar olarak gözlenen volkanik kayalar, Kara ve Dönmezin (1990) Kırşehir kuzeyinde Karahıdır köyü yöresinde yaptıkları adlamaya sadık kalınarak Karahadır volkanitleri olarak adlandırılmıştır (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a). Bu volkanik kayalar özellikle Ötedikme tepe çevresinde siyenitik kayaları keserler ve çalışma alanının orta bölümünde Göynük volkanoklastik olistostromu içerisinde onlarca metreye varan değişken büyüklükte olistolitler olarak yüzeylenirler. Köydikmeni, Gedikkaya ve Gözenekli tepe bu volkanitlerden oluşmaktadır (Şek. 5).
Petrografik olarak bu volkanik kayalar trakit, latit ve andezit bileşimdedirler. Trakitler, pembemsi-mor renkli trakitik dokulu olup 1 cm. ye varan uzunlukta beyaz-pembe feldspat megakristleri, biyotit, piroksen ve az miktarda kuvars içerirler. Olistolitlerde psödolösit yaygın olarak gözlenir. İdiş dağı siyenititoyitini kesen trakitik dayklarda kloritleşme yaygındır. Latitler gri mor renkli ve ince taneli olup ileri derecede ayrışmıştır. El örneğinde sadece feldispat ve biyotit taneleri tamnabilmektedir. Latitler genelde olistostrom içinde iri bloklar olarak gözlenirler. Porfiritik dokulu ve iyi gelişmiş eklemlidirler. Andezitler ince taneli, koyu mor renkli, porfiritik dokulu olup hem dayk ve hemde olistolit olarak gözlenirler.
Karahıdır volkanitleri Kötüdağ volkaniti olarak tanımlanan birimle (Seymen, 1981, Tolluoğlu, 1993) ve Aydın (1985) tarafından Salanda yöresinde tanımlanan volkanitlerle benzer özellikle sunar. Göncüoğlu ve diğerleri (1993a) çalışma alanının kuzeydoğusunda bu birimin çok yaygın olarak yüzeylendiğini belirlemiş, Orta Anadolu magmatitleri ile ilişkilerini tanımlamış ve birimin yaşının Üst Mestrihtiyen-Alt Paleosene değin çıkabileceğini öne sürmüştür.
Karahadır volkanitlerinin jeokimyasal özellikleri Koksal (1996) tarafından tartışılmıştır.
ÇÖKEL ÖRTÜNÜN STRATİGRAFİSİ

İdiş dağı - Avanos yöresinde temel birimlerini uyumsuz olarak örten ve metamorfik olmayan örtü kayaları En Üst Kretase - Alt Paleosen yaşlı Göynük volkanoklastik olistostromu, Paleosen yaşlı Yeşilöz formasyonu, Orta Eosen yaşlı Mucur formasyonu, bunları uyumsuz olarak örten Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı Kızılırmak Grubu ile kuvaterner yaşlı birimlerden oluşmaktadır.
Göynük volkanoklastik olistostromu

Çalışma alanında, tip yeri Göynük köyü doğu ve güneyinde yer alan bloklu volkanoklastik olistostromal kayalar Göncüoğlu ve diğerleri (1993a) tarafından Göynük formasyonu olarak adlandırılmış, bu çalışmada ise Göynük volkanoklastik olistostromu ismi benimsenmiştir.
Göynük volkanoklastik olistostromu çalışma alanında Ziyaret ve Ötedikme tepelerinin arasında yaklaşık 7 km2 lik bir alanı kaplamaktadır. Birim genelde, temel birimlerine ait bloklar içeren volkano sedimenter bir istif özelliği sunar.
Göynük volkanoklastik olistostromu temel birimleri üzerinde masif konglomeralarla uyumsuz olarak başlar ve üste doğru çapraz tabakalı ve alacalı renkli volkanojenik kumtaşları, silttaşları ve çamurtaşları ardalanması ile sürer. Birimin alt dokanağındaki tabakalar ileride sözü edilecek tektonik olaylara bağlı olarak kuzeye devrilmiştir (Şek. 5). Birime ait istifin alt bölümünün en güzel gözlemlendiği Meşeliğin derede, kıvrımlanmış alacalı kırıntılıların hemen üzerine konglomera, kumtaşı, silttaşı ve çamurtaşlarından oluşma bir matriks içinde 10-50 m. büyüklükte siyenit ve volkanit blokları yer almaktadır. Alt bölümü oluşturan konglomeralar masif-kalın tabakalı, mor renkli, iyi tutturulmuş, yuvarlak yarıyuvarlak volkanit, siyenit ve birimin kendine ait kırıntılı çakılları içermektedir. Çakıllar tane destekli olup, çapları 15 cm. ye ulaşmaktadır. Kumtaşları mor, grimsi mor renkli ve ince tabakalıdır. Meşelik tepeyi oluşturan dev volkanit olistoliti kuzeye doğru konglomera, kumtaşı ve silttaşı ardalanmasından oluşan bir istif tarafından sarılır ve üste doğru yeşil renkli kumtaşı ve silttaşı ndan oluşan türbiditik bir paket tarafından örtülür. Tanımlanan bölümde hâkim klast türü volkanik kayalardan türemiştir. Bu bölümün üzerine daha küçük boyutta siyenit ve andezit olistolitleri içeren yeni bir olistostrom yer alır. Köydikmeni tepeyi oluşturan volkanit bloğu yaklaşık olarak 2.5 km. uzunluğa sahiptir ve alacalı kırıntıların üzerinde yer alır. Tabanında kendine ait yuvarlaklaşmış çakıllar gözlenir. Bu bloğun üzerinde de volkanojenik kumtaşları ve daha küçük boyutta bloklar içeren bir olistostrom yüzeylenir.
Göynük volkanoklastik olistostromuna ait epiklastik kayalar genelde çakıltaşı-kumtaşı-silttaşı çamurtaşı ardalanmalarından oluşur ve kırıntıları hemen hemen tümü ile içlerinde yer alan volkanik kayalardan türemiştir. Konglomeralarda trakit, latit, andezit, siyenit ve radiyolarit parçalarına ek olarak K-feldspat, kuvars ve plajiyoklaz ve daha az olarak biyotit, muskovit, klorit, kalsit, zirkon ve opak mineraller gözlenir.
Mikroskop altında K-Feldspatlar serisitleşmiş iri subhedral sanidinden oluşur. Kuvars taneleri tıpkı latit bloklarında olduğu gibi magmatik korozyonlu ve anhedral şekillidir. Biyotitler sarımsı yeşil ve kırmızımsı kahverenkli ve kloritleşmelidirler. Plajiyoklaz klastları subhedral şekilli, oligoklaz ve andezin bileşimlidirler. Kalsite damar dolgusu olarak rastlanır.
Göynük volkanoklastik olistostromu içinde çalışma alanında fosil saptanamamıştır. Çalışma alanının kuzeyinde, Göynük Volkanoklastik olistostromu Yeşilöz formasyonu tarafından uyumsuz olarak örtülür. Daha da kuzeyde güneye eğimli bir normal faydan sonra Göynük volkanoklastik olistostromu tekrar yüzeylenir (Şek. 5). Bu alanda Gözenekli tepe, tıpkı Köydikmeni tepede olduğu gibi dev bir volkanit bloğundan oluşur ve üste doğru Gedikkaşı tepede daha küçük bloklar içeren olistostromlarla örtülür. Gözenekli tepe kuzeyinde ise mor, gri ve yeşil kumtaşları, silttaşları ve Çamurtaşları arasında trakitik ve latitik bloklar yer alır. Göynük volkanoklastik olistostromu kuzeye doğru İdiş dağı Fayı (Toprak, 1994) boyunca genç birimlerle karşı karşıya gelir.
Göynük volkanoklastik olistostromu çalışma alanı güneyinde İdiş dağı siyenitoyidi tarafından tektonik olarak üzerlenmiştir. Çalışma alanının batısında ise Aşıgediği metamorfitleri Göynük volkanoklasitk olistostromunu da örten Tersiyer birimleri üzerinde tektonik dokanakla yer alır. Bu bindirme ve sürüklenme dokanakları Meşelik dere ve Kurudere vadilerinde çok açık olarak gözlenmektedir. Bindirme dokanaklarına yaklaştıkça olistostromal birimin tabanındaki tabakalar önce dikleşmekte daha sonra devrilerek güneye, bindiren siyenitoyit kütlesinin altına doğru eğim kazanmaktadırlar. Çalışma alanının güneyinde Göynük volkanoklastik olistostromu içinde yine bu bindirmeye bağlı olarak kuzeye doğru açılan kıvrımlı yapılar gelişmiştir. Bindirme düzlemi yer yer yırtılma fayları ile kesilerek atılmıştır (Şek. 3). Göynük köyü doğusunda tekrar yüzeylenen birim bu alanda 250 metre görünür kalınlığa ulaşır. Göynük volkanoklastik olistostromu içinde yer alan kırıntılı kayalar çok hızlı depolanmış flüviyal malzemeyi temsil eder. Göncüoğlu ve diğerleri (1993a,b) birimin kanyon çökelimini karakterize ettiğini öne sürerler.
Göynük volkanoklastik Olistostromunun stratigrafik konumu dikkate alınarak Enüst Kretase-Alt Paleosen yaşlı olduğu kabul edilmektedir. Birimi Göncüoğlu ve diğerleri (1991) Elmadere olistostromu olarak adlandırılmıştır. Çalışma alanının hemen batısında, Hırka dağı yöresindeki tektonik pencerede benzer birimler yine temel birimlerinin altında yüzeylenmekte olup Lulu (1993) tarafından Elmadere formasyonu adı ile tanımlanmıştır.
Tersiyer sedimenter birimleri

Çalışma alanında yaygın yüzlekler sunan bu birimler Köydikmeni tepe kesiminde Göynük volkanoklastik olistostromunu uyumsuz olarak örter, batı kesimlerde temel kayaları tarafından tektonik dokanakla üzerlenmişlerdir. Bu birimler Göncüoğlu ve diğerleri (1993a, 1994a) tarafından Yeşilöz ve Mucur formasyonu olarak tanımlanmıştır. İdiş dağının etrafını saran düzlüklerde ise Kızılırmak grubuna ait kayalar yüzeylenir.
Yeşilöz formasyonu

Bu birim alt bölümü metamorfik ve volkanik kırıntılarının hâkim olduğu tane ve çamur akmaları ile, üst bölümü ise çok sığ denizel ve karasal çökellerle temsil edilir. Yeşilöz formasyonu, Göncüoğlu ve diğerleri (1993a) tarafından adlandırılmıştır. Tip yeri Yeşilöz köyü yakınında yer alır. Birim çalışma alanının orta ve batı kesiminde 4-5 km2 lik bir alanı kaplamaktadır. Yeşilöz formasyonunun alt bölümündeki kalın konglomeralar Saytepe konglomera üyesi, daha üstteki kırıntılı ve karbonatlı bölüm ise Asartepe üyesi tanımlanmıştır.
Saytepe Konglomera Üyesi

Birim çalışma alanının orta kesiminde Köydikmeni ve Karaca tepede, batıda ise Lalelik tepe yöresinde yüzeylenir.
Köydikmeni tepede birimin tabanında volkanitlerden ve çörtlerden oluşma konglomeralar yer alır. Bu seviye üste doğru ince tabakalı, koyu gri-mor-siyah renkli, ince tabakalı volkanojenik kumtaşı ve silttaşı ve arabantları içerir. Lalelik tepe yöresinde ise konglomeralar çok daha yakın olup, temel birimlerinin bindirmesi nedeni ile dik ve ters dönmüş tabakalar sunarlar. Bu kesimde konglomeralar mermer çakıllarınca zengindir.
Saytepe konglomera üyesinin çakıltaşları kötü derecelenmeli ve boylanrnalıdır. Çakıllar yuvarlak ve yarı yuvarlak olup boyutları 1 cm. den 30 cm ye kadar değişir. Matriks, mor, morumsu kırmızı renkli olup volkanojenik malzemenin ayrışmasından türemiş gereçten oluşur. Kumtaşları ve silttaşları konglomeralar gibi alacalı renkli olup genelde volkanik klastları içerirler.
Birim Göynük volkanoklastik olistostromunu uyumsuz olarak örter ve Asartepe üyesi tarafından uyumlu olarak görülür. Çalışma alanının orta kesiminde birimin kalınlığı 25 metre dolayındadır. Birimin klastları çoğunlukla Karanıdır volkanitlerinden türemiştir. Çökel özellikleri dikkate alınarak birimin kırıntı akması ile oluştuğu ve alüvyal yelpaze çökelimini temsil ettiği öne sürülmektedir (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993b).
Asaftepe Üyesi

Çörtlü kireçtaşı arabantları içeren ve konglomera-kumtaşı-silttaşı-şeyl-marn ardalanmasından oluşan birim çalışma alanının orta ve batı kesiminde yüzeylenmektedir.
Çalışma alanının orta kesimindeki yüzeylenmelerde Asaftepe üyesi tabanda ince tabakalı, gri-yeşil renkli volkanojenik kumtaşı ile başlar ve iri çakıllı mercek ve arabantları içerir. Konglomeralar yarı yuvarlaklaşmış volkanit çakıllarından oluşur ve ince taneli kum ve siltli bir matrikse sahiptirler. Üste doğru ince bir konglomera seviyesinden sonra mor gri renkli konglomera-kumtaşı-silttaşı-şeyl nöbetleşmesine geçilir. Bu nöbetleşmeden oluşan paket aynı sıra ilk beş kez tekrarlanır. Yer yer çakıllı kumtaşı ve kumlu silttaşı gibi geçişli bölümler ve litik tüf arabantları gözlenir. Ardalanmalı bölümde birim genelde ince tabakalıdır. İstifin üst kesimlerinde yeşil-gri renkli kumtaşı-silttaşı yaygındır. Çamur çatlakları, akıntı izleri, çapraz tabakalanma gibi yapılar yanında küçük ölçekli slump yapıları ve büyüme fayları Asaftepe üyesinde sık gözlenen özelliklerdir.
Çalışma alanının batı kesiminde, Lalelik tepedeki yüzeylenmelerde, Asaftepe üyesinin tabakaları Saytepe konglomera üyesinin konglomeratik kumtaşları üzerinde başlar. Kalın tabakalı, mor renkli silttaşları ile aratabakalı ince şeyller bu alanda birimin en alt bölümünü temsil eder. Yine bu bölümde birkaç metre kalınlıkta, gri renkli, merceksi, algli, killi kireçtaşı bantları yüzeylenir. Bu bölümün üzerinde kahve renkli şeyl, yeşil silttaşı-marn ve mor silttaşı ardalanması yer alır. Bu bölümde de merceksi konumlu pembe-gri renkli, algli ve çört bantlı kireçtaşları gözlenir. Kireçtaşları yaklaşık 30 metre kalınlıkta olup kırıntılarla uyumludurlar ve gri renkli, kalın tabakalı kumtaşı ve mor renkli konglomeratik kumtaşı ile örtülürler. Konglomeralar boylanmasız ve ince-iri çakıllıdır. Çakılların büyük bölümü yine volkanik kayalardan türemiştir. Çalışma alanının kuzeybatısında, Kireçlik vadisinde gözlenen pembe kumtaşı-silttaşı ve pembegri killi kireçtaşı tabakaları Asaftepe üyesinin incelenen alandaki en üst bölümünü temsil eder.
şek. 6Lalelik tepede Asaftepe üyesine ait birimlerin üzerinde Aşıgediği metamorfitlerinin mermerlerine ait küpler oturmaktadır (Şek. 6). Sürüklenme düzleminin altında yer alan silttaşlarında yoğun breşleşme ve kayma izleri görülür. Küplerin Asaftepe Üyesine ait kaba kırıntılılar üzerine itildiği kesimlerde bindirme düzlemi altındaki kumtaşları ezilmiş ve parçalanmış; çakıltaşlarının çakılları ise kırılmış ve dış çeperleri parlatılmıştır.
Bu birimin kumtaşı, silttaşı ve şeyllerinde yapılan petrografik çalışmaya göre klastlarda kaya parçalarının büyük bölümü Karahıdır volkanitlerinden, daha az bölümü ise ofiyolitlerden türemiştir. Mineral kırıntısı olarak en çok K Feldspat ve kuvarsa, daha az olarak ise biyotit, muskovit, plajiyoklaz, klorit, kalsit, epidot ve opak minerallere rastlanır. Aksesuar olarak zirkon ve apatit gözlenmiştir. Şeyllerde aynı türde klastlara ve türbiditik bir dokuya rastlanmaktadır. Litik tüflerde K Feldspat, plajiyoklaz, kuvars, kloritleşmiş biyotit ve opak minerallere rastlanır. Kayanın matriksi çok ayrışmıştır.
İncelenen alanda Asaftepe üyesi içinde birime yaş verecek mikrofosile rastlanmamış olup birimin kalınlığı 150 metre olarak belirlenmiştir. Asaftepe üyesinin zaman zaman çok sığ deniz girdileri olan lakustrin bir havzada fluvial özellikli Saytepe konglomeratik üyesinin üzerinde çökeldiği düşünülmektedir.
Yeşilözel formasyonunun Asartepe üyesi gerek kaya türü özellikleri gerekse stratigrafik konumu itibariyle, çalışma alanı güneyinde Göncüoğlu ve diğerleri (1991) tarafından tanımlanan Eskiburç formasyonunun üst bölümleri ile özdeştir. Bu formasyon içinde yer alan ve İdiş dağı alanındaki merceksi kireçtaşlarının eşleniği olan bol algli ve Ataxophragmidae'lı Karataş kireçtaşı üyesi Üst Daniyen- Tanesiyen yaşı vermektedir (E.Sirel, Göncüoğlu ve diğerleri, 1991). Bu korrelasyona dayanılarak Asaftepe üyesinin Alt Paleosenin üstü-Üst Paleosen yaşlı olduğu düşünülmektedir.
Mucur formasyonu

İdiş dağı kuzeyinde küçük bir alanda Alveolina ve Nummulites içeren masif kireçtaşları yüzeylenmektedir. Bu kireçtaşları Göncüoğlu ve diğerleri (1993a, 1994ta) tarafından Orta Anadolu masifi genelinde Mucur formasyonunun Ayhan kireçtaşı üyesi olarak tanımlanmıştır. Alt-Orta Eosen yaşlı Mucur formasyonu Orta Anadolu'da Yeşilöz formasyonunu açısal, uyumsuzlukla örter ve temel birimleri üzerinde transgressiftir. Formasyon sığ denizel Göbekli konglomera üyesi, resifal karakterli Ayhan kireçtaşı üyesi, derin denizel özellikli Sarılar filiş üyesi ve sığ denizel-gölsel özellikle Keklicek kireçtaşı üyesi olarak bölümlendirilmiştir (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a). Bu üyelerden çalışma alanında sadece Ayhan üyesi temsil edilmektedir.
Ayhan kireçtaşı üyesi incelenen alanda grimsi beyaz, kırılgan, bol makrofosilli ve tabakalanmasızdır. İnce kesitte kaya inceorta taneli kalsitten oluşma matriks içinde pellet ve pelloyitler yanında fusiform ve silindirik Nummulit ve Alveona'lar içerir. Kireçtaşları petrografik olarak biyo-pelsparit olarak adlandırılabilir.
Çalışma alanında birimin tabanı gözlenmez ve görünür kalınlığı 30 metre olarak belirlenmiştir. Birim Kızılırmak grubu kayaları tarafından açısal uyumsuz olarak örtülmektedir. İncelenen bir örnekte Nummulites sp., Alveolina sp. ve Assilina sp. saptanmış ve birime Orta Eosen yaşı verilmiştir. Birim Atabey ve diğerlerinin (1988) Altıpınar formasyonunun Boztepe üyesi ile deneştirilebilir.
Kızılırmak grubu

Çalışma alanında Paleojen birimlerin açısal uyumsuzlukla örten kırıntılı ve volkanoklastik birimler Kızılırmak grubu adı altında toplanmış ve Üst Miyosen-Pliyosen olarak yaşlandırılmıştır (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a). İncelenen alanda Kızılırmak grubuna ait birimlerden sadece Ürgüp ve Asarcık formasyonları (Pasquare, 1968; Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a; Toprak, 1994) yüzeylenmektedir.
Ürgüp formasyonu

İdiş dağı yükseliminin güneyinde yer alan volkano-sedimanter kayalar Pasquare (1968) tarafından Ürgüp formasyonu olarak adlandırılmıştır. Bu kayalar kumtaşı ve çamurtaşı içeren tüflü akarsu-göl çökelleri ile ardalanan çok sayıda piroklastik seviyeden oluşur. Çalışma alanında kırıntılı kayalardan çapraz tabakalı kumtaşları, ince tabakalı silttaşları, laminalı Çamurtaşları ve marnlar en yaygın kaya
türlerini oluşturur. Bu kayalar gri renkli, yatay tabakalı, kumtaşı-silttaşı-çamurtaşı-marn ardalanmasından müteşekkil olup yer yer kırmızı renkli, kumtaşı-silttaşı-çamurtaşı dönüşümlü arabantlar kapsarlar.
Çalışma alanı güneyinde, Kızılırmak nehri güney kesimini inceleyen Temel (1992) Ürgüp formasyonunun ingimbritlerden oluşan Kavak ve Zelve ile kil-karbonat ardalanmasından oluşan Çökek üyesini ayırtlamıştır. Bu birimlerden Kavak üyesi haritalanan alanın güneybatısında, Zelve üyesi güneyinde, Çökek üyesi ise güneydoğusunda yaygın kaya türünü oluşturur, ancak çalışma alanında ayırtlanmamışlardır.
İncelenen alanda Salanda fayı (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a; Toprak, 1994) İdiş dağı siyenitoyiti ile Kızılırmak grubu arasındaki dokanağı oluşturmaktadır. Fay düzlemi haritalanan alanda doğu-batı uzanımlı olup 58-84 derece ile güneye eğimlidir.
Ürgüp formasyonunun alt bölümü çalışma alanında yüzeylenmez. Görünür kalınlığı 120 metre dolayındadır. Kuvaterner yaşlı Karataş volkanitleri ve yamaç çökelleri birimin üzerinde yer alır. Birim kuzeyden Kızılırmak fay zonunun Salanda fayı ile sınırlanmış bir basende çökelmiştir. Çökelme ortamının flüviyal ve gölsel olduğu düşünülmektedir. Birimin içinde yer alan volkanoklastik kayaların radyometrik yaşları (10-3my, Innocenti ve diğerleri, 1975) dikkate alınırsa çökelim yaşı Üst Miyosen-Pliyosen olmalıdır.
Asarcık formasyonu

İdiş dağı yükseliminin kuzeyinde geniş alanlar kapsayan Paleojen sonrası birimler Asarcık formasyonu olarak adlandırılmıştır (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a; Toprak, 1994). Birim epiklastik ve piroklastik kayalardan oluşur. Kalın tabakalı tüfler en yaygın kaya türüdür. Beyaz-gri renkli, orta-ince taneli kumtaşlan ve konglomeralar arabantlar olarak gözlenir.
Avanos yöresinde birim temel kayaları ve Mucur formasyonu üzerinde açısal uyumsuzdur. Çalışma alanının orta bölümlerinde düzensiz dağılımlı tüfler yer alır. Birimin görünür kalınlığı 70 metre dolayında olup Kuvaterner yaşlı kayalarla uyumsuz olarak örtülür.
Asarcık formasyonu gölsel ve akarsu ortamını temsil eder. Birim Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı Ürgüp formasyonunun eşleniği olarak kabul edilmektedir (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a).
Kuvaterner Birimleri

Miyo-Pliyosen yaşlı birimlerin üzerinde yer alan kayalar bu çalışmada Kuvaterner birimleri olarak tanımlanmıştır. Bu birimler Karataş volkanitlerinin bazaltik lavları, aktif fayların üzerinde gelişmiş travertenler, Kızılırmak taraça çökelleri ve alüvyonlar ve yamaç çökelleridir.
Karataş volkanitleri

İdiş dağının güneydoğu yamacında yer alan kahverengi-siyah renkli, masif ve sütunsu eklemli bazaltik lavlar Göncüoğlu ve diğerleri (1993a) tarafından Karataş volkanitleri olarak adlandırılmıştır. Bazaltlar el örneğinde iri plajiyoklaz, piroksen ve hornblend fenokristalleri içerir. Akma yapısı belirgindir. Plajiyoklaz, klinopiroksen, hornblende, olivin ve opak minerallerden oluşan kaya mikroskopik olarak olivinbazalt olarak adlandırılır. Hem fenokristal, hemde mikrokristal fazında gözlenen öhedral ve tipik polisentetik ikizlenmeli plajiyoklaz ana bileşenlerden biri olup, bitovnit ve anortit kompozisyonundadır. Klinopiroksen yeşil renkli subhedral taneler halinde gözlenir ve pijonitik tiptedir. Amfibol mikrofenokristalleri yeşil renkli ve ayrışmalıdır. Olivin subhedral-anhedral taneler ile temsil edilir ve yeşilimsi sarı iddingsit tarafından ornatılmıştır. Kayada ikincil epidot gözlenir.
Karataş volkanitlerinin bazaltları Ürgüp formasyonuna ait ignimbritler üzerinde yatay konumda yer alırlar. Tabanlarındaki seviyeler kırmızı renk almıştır. Çalışma alanındaki kalınlıkları 10 metreyi geçer. Birim Atabey ve diğerleri (1988)in Kızıldağ bazaltları ile korele edilebilir.
Travertenler

Çalışma alanında özellikle Orta Kızılırmak fay zonu boyunca ve bu fayla ilişkili küçük ölçekli aktif faylar boyunca oldukça yaygın beyaz, kırmızımsı, sarımsı ve kahverenkli güncel traverten oluşumlarına rastlanır (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993a; Toprak, 1994).
İDİŞ DAĞI ALANININ JEOLOJİK GELİŞİMİ

İdiş dağı-Avanos yöresi Orta Anadolu kristalen kompleksinin orta kesiminin mineralojik-petrografik ve yapısal özelliklerinin büyük bir bölümünü yansıtan bir alanda yer almaktadır. Haritalanan alanda temel birimlerini Orta Anadolu metamorfitlerinin en üst bölümünü temsil eden Aşıgediği metamorfitleri ve Orta Anadolu magmatitlerine ait granitoyitler ve İdiş dağı siyenitoyidi oluşturmaktadır.
Aşıgediği metamorfitleri olasılı Mezozoyik yaşlı platform tipi karbonatları temsil eden mermerlerden meydana gelmiştir (Göncüoğlu, 1977; Göncüoğlu ve diğerleri, 1991). Metamorfik kayalar granitik ve siyenitik kayalarla kesilmiş ve yer yer üzerlerinde tavan blokları olarak korunmuştur. Bölgesel metamorfizma parajenezlerine kontakt metamorfizma ile üzerlenmiş olması intruzyonların ana metamorfik evre sonrası gerçekleşmiş olduğunu göstermektedir. Arazi gözlemlerine göre magmatizmada en eski fazı granitoyitler, daha sonraki fazı siyenitoyitler en genç fazı ise yer yer feldspatoyit içeren Karahıdır volkanitleri oluşturur.
Temele ait birimler uyumsuz olarak Göynük volkanoklastik olistostromu tarafından örtülürler. Bu birim, gerek siyenitoyitlere gerekse Karahıdır volkanitlerine ait dev olistolitler içeren olistostromal kayalardan oluşur. Göynük volkanoklastik Olistostromunun Geç Mestrihtiyen-Erken Paleosen sırasında fay kontrollü bir gerilmeli havzada çökeldiği düşünülmektedir. Trakitik ve latitik olistolitlerin kenar kısımlarında yoğun breşlemelerin gözlenmesi bu blokların havza kenarlarından tansiyonal faylarla koparak havza içerisine kaydıklarına işaret etmektedir. Birimin genel çökelme özellikleri, çok hızlı yanal ve düşey fasiyes değişiklikleri göstermesi, slump yapıları ve kuzeye doğru sediman kalınlıklarının azalması, hızla yükselen kaynak alanın güneyde, İdiş dağı kesiminde olduğunu göstermektedir.
Göynük volkanoklastik olistostromu Alt Paleosenin sonu - Üst Paleosen döneminde çökelmiş Yeşilöz formasyonu tarafından uyumsuz olarak örtülmektedir. Çalışma alanı batısında temel birimleri tarafından üzerlenmiş olan Yeşilöz formasyonunun alt bölümü akarsu, üst bölümü ise kısmen denizel etkilenmeli gölsel bir ortamda çökelmiş kayaları içerip. Göynük volkanoklastik olistostromunda olduğu gibi alüvyal yelpaze-apron tipi kırıntıların ve türbiditlerin yaygın olarak temsil edilmesi hızla çöken dağiçi bir basende çökelime işaret eder.
Mucur formasyonunun Orta Eosen yaşlı Ayhan üyesi alanda resifal kireçtaşı ile temsil edilir. Harita alanında daha eski birimlerle ilişkisi gözlenmeyen bu birim Orta Anadolu'nun hemen her alanında temel birimleri üzerinde transgressif aşmalıdır. Göncüoğlu ve diğerleri'ne (1993b, 1994a, 1994b) göre Orta Eosende tüm Orta Anadolu'da olduğu gibi çalışma alanında da yeni bir sıkışmalı rejim hâkim olmuş ve çalışma alanının hemen kuzeyinde, kuzeye doğru derinleşen Orta Kızılırmak baseni içerisine güneyden kuzeye doğru temele ait dev olistolitler içeren olistostromlar aktarılmıştır. Basenin orta kesimindeki türbiditlerin, kapsadıkları bloklar gibi Orta Eosen yaşlı olmaları, bu sıkışma olayının Orta Eosen içinde gerçekleştiğini göstermektedir. Haritalanan alanda yüzeylenmeyen, ancak Avanos batısında Ayhan Köyü çevresinde yer alan Orta Miyosen yaşlı Gümüşyazı grubu (Göncüoğlu ve diğerleri 1993a, 1994a,b; Akgün ve diğerleri, 1995) sıkışma tektoniği kontrolunda çökelen ve sıkışmadan etkilenen en genç birimi oluşturur.
Çalışma alanının kuzey kısmında yer alan ve İdiş dağı siyenitoyidi ve Aşıgediği metamorfitlerinin birlikte Tersiyer birimleri üzerine itildiği bindirme olayı bu sıkışma döneminin son evresini temsil etmektedir. Kuzey verjanslı bu tektonik dokanak boyunca Tersiyer birimleri kataklastik deformasyon geçirmişler ve Aşıgediği metamorfitlerinin mermerleri küpler halinde Eosen yaşlı kireçtaşları üzerinde yer almışlardır (Şek. 4 ve 6). Göynük volkanoklastik Olistostromunun taban birimlerinin kuzeye devrik olması, bu birimin ve Yeşilöz formasyonunun içinde kuzeye devrik kıvrımların varlığı (Şek. 3), çalışma alanında itilmenin güneyden kuzeye doğru olduğunu belirler. Lalelik Tepedeki kliplerin konumu dikkate alınarak, çalışma alanında temel birimlerinin Tersiyer örtü üzerinde en az 350 metre sürüklenmiş olduğu söylenebilir.
Çalışma alanında Üst Miyosen ve sonrasında Neotektonik döneme ait olaylar gelişmiştir. Bu dönemde, İdiş dağının güneyinde Ürgüp ve kuzeyde ise Asarcık formasyonları ile temsil edilen Kızılırmak grubu kayaları, doğu-batı uzanımlı grabenlerdeki küçük flüviyal-gölsel basenlerde daha eski birimler üzerinde transgressif aşmalı olarak çökelmiştir. Grabenleri oluşturan faylar oblik karakterde olup (Dirik ve Göncüoğlu, 1995) Orta Kızılırmak fay zonunu oluştururlar. Karataş volkanitlerinin ekstruzyonu da bu fay sistemi ile ilişkilidir. Fayların bazı kollarında aktif traverten oluşumu gözlenirken bir bölümü Pliyo-Kuvaterner çökelleri ile örtülür. Kuvaterner yaşlı taraça çökelleri ve yamaç molozlarının oluşumu yine aktif tektonik tarafından denetlenmektedir.
SONUÇLAR

İdiş dağı-Avanos alanı, Orta Anadolu kristalen kompleksinde temel birimleri ile örtü birimlerinin ilişkilerinin incelenmesi ve örtü birimlerinin özelliklerinin tanıtılması açısından kritik bir alandır.
İncelenen alanda temel birimlerini Orta Anadolu metamorfitlerinin üst bölümünü teşkil eden Aşıgediği metamorfitleri ile bunları sırasıyla kesen Orta Anadolu magmatitlerine ait granitler, İdiş dağı siyenitoyidi ve Karahıdır volkanitleri oluşturmaktadır.
Temel birimleri uyumsuz olarak temele ait değişken büyüklükte bloklar içeren ve olistostromlardan oluşan Göynük volkanoklastik olistostromu ile örtülmektedir. Göynük volkanoklastik Olistostromunun Geç Mestrihtiyen-Erken Paleosen sırasında fay kontrollü bir gerilmeli havzada çökeldiği düşünülmektedir. Orta Anadolu'da aynı yaş konağında ortaya çıkmış çok sayıdaki benzer nitelikli havzalardan (Göncüoğlu ve diğerleri, 1993b, 1994a,b, 1995b) biri olan bu gerilmeli havzanın gelişimi, Orta Anadolu kristalen kompleksinin Kretase sonunda tansiyonal ya da transtansiyonal bir sistemin etkisi altına girdiğini göstermektedir. Üst Kretase yaşlı Orta Anadolu magmatitlerinin geç ürünleri olan monzonitik ve siyenitik kayaların, çarpışma sonrası gerilmeye bağlı bir tektonik ortamın jeokimyasal özelliklerini sunması (Göncüoğlu ve diğerleri, 1994a, 1995a, Erler ve Göncüoğlu, 1995), bu gerilmeli rejimin varlığının başka bir verisini oluşturmaktadır.
Alt Paleosenin sonu - Üst Paleosen döneminde çökelmiş olan Yeşilöz formasyonu, alüviyal yelpaze-apron tipi kırıntılılar ve türbiditlerle temsil edilir ve bölgesel yükselme ile bağlantılı karasal çökelime işaret eder. Orta Eosen yaşlı Mucur formasyonunun Ayhan üyesi incelenen alanda resifal kireçtaşları ile temsil edilir. Birim tüm Orta Anadolu'da daha eski birimler üzerinde transgresif aşmalı olup karasal rejimden denizel rejime geçişi yansıtır.
İncelenen alanda Orta Eosende başlayıp Orta Miyeson sonunda paroksizmal safhaya varan bir sıkışma tektoniği etkili olmuştur. Bu olaya bağlı olarak İdiş dağı temel birimleri Yeşilöz formasyonu üzerinde itilmiştir. Çalışma alanında bu itilme genel hatları ile güneyden kuzeye doğru olup Aşıgediği metamorfitleri Tersiyer çökelleri üzerinde en az 350 metre sürüklenmiştir.
Üst Miyosen-Pliyosen yaşlı Kızılırmak grubu kayalan, doğu-batı uzanımlı grabenlerdeki küçük flüviyal-gölsel basenlerde daha eski birimler ve sıkışma tektoniği yapıları üzerinde uyumsuz olarak çökelmiştir. Grabenlerin gelişmesine yol açan bu faylar Orta Kızılırmak fay zonunu oluştururlar. İdiş dağı yükselimi kuzey ve güneyden bu sisteme ait faylarla sınırlanmıştır. Çalışma alanı güneyindeki kol aktif olup Kuvaterner yaşlı Karataş volkanitlerinin ekstruzyonu da bu fay sistemi ile ilişkilidir.
KATKI BELİRTME

Yazarlar, bu çalışmanın arazi desteğini sağlayan Türkiye Petrolleri A.O. na ve "Orta Anadolu kristalin kompleksi" projesinin ODTÜ'lü üyeleri ile (Prof. Dr. A.Erler, Doç.Dr. V.Toprak, Dr. K. Dirik, Dr. B. Rojay, İ. Kuşçu, K. Yalnız ve E. Olgun); Sn.H.Kozlu (TPAO)'ya arazi çalışmalarındaki katkıları için teşekkür ederler.
Yayına Verildiği Tarih, 22 Mayıs 1996

PAYLAŞ:

Sende Gördüklerini Buradab Paylaşabilirsin